Çocukluk yıllarının aşklarını hatırlayanlar eminim vardır. Aşkınız bazen bir komşu kızına bazen de öğretmeninize oluyordu. Benim ilk aşkım ilkokul öğretmenime olanıydı. İki yıl boyunca beni okutan öğretmenime olan aşkımı aradan 25- 30 yıl geçmiş olmasına rağmen çok iyi hatırlıyorum.
Memnun olmadığım önceki öğretmenimde, derslerim çok berbattı. Okula pek gitmeyi istemezdim. Hem okulu hem de öğretmenimi pek sevmezdim. Öğretmenimizin küçük bebeği vardı, benim gibi uzun boylu olan öğrencileri mahallelerde süt, yumurta satan kişilere gönderirdi. Dersten gizlice çıkar, müdüre çaktırmadan okuldan kaçıp söylediği adrese giderdik. Verdiği siparişleri aldıktan sonra, yine çok gizli bir şekilde getirmeye çalışırdık. Bunu öyle önemli bir görev gibi hissederdik ki, gitmek için gönüllü olanlar bile olurdu. Görevi tamamlayınca da, çok gizli bir operasyonu başarmış, üstün hizmet madalyasını hak etmiş gibi hissederdik. Biz bunları yaparken, karşılığında ne madalya alırdık ne de derslerden torpilli olurduk. Bu operasyona katılanlar, babalarına hep başarısızlık dolu karneler uzatırdı. Bir şeylerin yanlış gittiği belliydi, ama neredeydi bilmiyorduk.
4.sınıfta iken yeni bir öğretmen geldi, sınıflardan bazı öğrencileri bu yeni öğretmene vereceklerdi. Yeni öğretmeni görünce, hayranlık duygusunu hissettiğimi hatırlıyorum. Bende giden gönüllüler arasında oldum.
Şimdi bakıyorum da; öğretmenime aşık olmam, hayatımdaki en büyük dönüm noktası olmuş. Öğretmenimin gözüne girebilmek için yaptığım şeyleri bir bilseniz. Teneffüslerde de onu görebilmek için sık sık öğretmenler odasının önünden geçerdim. Bu yüzden, bahçede oyun oynamayı aksattığım oluyordu. Gözüne girebilmek için ders çalışma tempom çok artmıştı. Hemen her şeyi yutuyor gibiydim, başarısızlıklarla dolu olan karnem pekiyi notlarıyla dolmaya başlamıştı. Hayran olduğum insanı görebilmek için okula çok istekli gelir, tatillerin bile kaldırılmasını dilerdim. Okuldan kaçmam, derslerde dikkati kaydıracak başka şeylerle uğraşmam hiç kalmamıştı. Ders saatlerinde onu görmem yetmezmiş gibi, okul çevresinde oynamaya başlamıştım. Belki görürüm diyordum. Bazı gecelerde de rüyalarıma çağırırdım onu. Rüyalarımdaki sıcaklığını, sonraki gün yaşardım içimde.
Ona duyduğum aşk beni değiştiriyordu. Çalışkan bir öğrenciydim artık. Sanırım beni duygulu ve romantik insan yapan da aynı nedendi.
Aradan çok yıllar geçti. Aşık olduğum öğretmenimin şimdi okul müdürü olduğunu biliyorum. Memlekete her gittiğimde onu görmek isteği oluyor ama içsel bazı engellerim yüzünden gidemiyorum yanına. Galiba, bırak kafamda hep o haliyle kalsın isteği oluyor.
Yıllar boyunca merak ettiğim bir şey vardı; ona karşı olan duygularımı hiç hissetti mi acaba?
Doğal kalın.