
Yaz sezonu bitipte tatil yerlerinin boşaldığı bir tarihte, bir toplantı nedeniyle Fethiye- Ölüdeniz'e gitmiştik. Bütün gün toplantılara girip çıkarak yeni şeyler varmı diye takip ettiğimizin son günlerinde, toplantıların bittiği saatlerde dışarı çıkıp dolaşalım istedik. 3 arkadaş fotoğraf makinalarını da alarak otelden ayrılıp ölü denize gittik.
Sezon bitmişti, gezinti yapmaya gelenlerin dışında hiç kimse yoktu. Ölüdenizi ilk defa böyle sessiz ve sakin görmüştüm. Adı gibi denizi çok sakindi, sahilide çok sakin olmuştu. Oturacak yerler o kadar fazlaydı ki, nereye oturacağımıza bir süre karar veremedik, sonra açık bir kafeye oturduk.
Uzun sahil de gezintiye çıkan insanların dışında, kumsalda az sayıda güneşlenenler vardı. 20 -30 metre kadar ilerimizde denize doğru yönleri dönük bir şekilde, şezlonglarda oturan bir yaşlıca çift gördüm. Herhangi bir sıradışı özellikleri olmayan halleri vardı. Biz oturmayı sürdürürken, gözüm daha sık onlara kaymaya başladı. İlk önceleri verdikleri fotoğrafik görüntüler için bakıyordum, dayanamayıp bir kaç kare fotoğraflarını çektim. Geldim oturdum, yine dikkatimi çektiler, gidip yine fotoğraflarını çektim. Geldim yerime oturdum, gözüm onlara daha sık takılmaya başladı.
Amcamız bir sol tarafa dönüyor, eliyle bir yerleri işaret ederek bir şeyler anlatıyor, sonra sağına dönüyor benzer işaretler yaparak başka şeyler anlatıyordu. Bu konuşması 2 saatten fazla sürdü. Ne anlatıyordu acaba? Bu kadar süre ne anlatıyor olabilirdi ki? Merakım giderek daha fazla artmaya başladı. Gidip sormak istedim, bunun çok anlamsız olabileceğini düşünerek vazgeçtim. Eliyle bir yerleri işaret ederek anlattığına göre, buraları çok iyi bilen birisi olmalıydı. Baktıkça onların duyamadığım konuşmalarını duyar gibi, anlamadığım şeylerini anlar gibi oldum.
Acaba hangi yıllarında, buralarda ne yapıyordu ki?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder