HOŞGELDİNİZ


Fotoğrafları büyütmek için üzerine tıklayınız


HAYAT YAŞANTI ARAMAK DEĞİL, KENDİNİ ARAMAKTIR. (C.PAVESE)


29 Ocak 2009 Perşembe

BİZE VERİLEN HEDİYELER

Doktorum (aslında artık sadece doktorum diyemeyiz.Çünkü birçok yakınımla konuşamadığım anıları onunla paylaşabiliyorum ve bunun bana iyi geldiğinin farkındayım) bana yazmamı tavsiye etti.İki gündür sitede dolaşıp ne yazabilirim ya da hangi yazıya yorum yapabilirim diyerek geziniyorum.En sonunda yazıya bir yerden başlamam gerektiğini düşünerek kalemi aldım elime...
Çocukluğumu; şanslı olan her çocuk gibi mutlu geçirdim.Hatırlayabildiğim hiçbir sıkıntım olmadı.Mutluydum, şanslıydım çünkü benim için çırpınan ebeveynlere sahiptim. Bir dediğimin iki edilmediği hayatları bana adanmış anne ve baba....Yıllar sonra anne olduğumda onların ve bütün anne babaların neler hissettiğini çok daha iyi anladım.
Biranda yaşamınıza girmiş ve sizin parçanız olduğunu bildiğiniz küçücük bir et yumağı. Bu size verilmiş bir armağan ve hayatınızda almış olduğunuz ve alacak olduğunuz en değerli en anlamlı hediye. Dünyada bana bunu hissettirebilecek başka bir duygu olamaz. Çünkü o benim en değerli parçam. Bu et yumağını kucağıma aldığım gün, bu çirkin şey benim mi demiştim. Daha önce yüzlerce bebek gördüm, kucakladım ama hiçbiri benimkinde hissettiğim duyguları yaşatmadı bana. Bu farklıydı ve bu bana aitti, bensiz yaşayamazdı. Dünyada böyle güçlü, böyle vazgeçilmez bir sevginin daha olamayacağını anladım o an. Bu öyle bir sevgi ki içine sığmıyor, kelimeler yetmiyor onu anlatabilmek için.
Onun gelişiyle birlikte ben tekrar çocuk oldum ve ben onunla birlikte büyümeye başladım. Dünya benim için çok daha güzeldi, çok daha anlamlıydı ve ben herşeyle baş edebilirdim. Gücümü kızımdan alıyordum, gücüm kızım büyüdükçe artıyor ve beni hiç kimse yıkamaz düşüncesine yöneltiyordu.
Herşeyim oydu, hayatımın anlamıydı o. Onunla nefes alıyor, onunla çocuk oluyor ve onunla büyüyordum. Bir tarafım, hep her güzel şeyin bir sonu vardır diyordu. Ama bunun sonu olamazdı, çünkü kızım hep yanımdaydı. Kızıma daha doyamadan bir gün beni bırakıp gitti ve ben hayatımın anlamını yitirdim. Hayatımı, canımı, can yoldaşımı, kızımı herşeyimi kaybetmiştim. Bunu nasıl kabul ederdim ki, onsuzluğa nasıl alışırdım ki, onsuz nasıl nefes alırdım ki.....
O gelmeden önce nasıl yaşadığımı unutmuştum, buna nasıl geri döneceğimi bulamıyordum. Onunla geçirdiğim 6 yılı nasıl yok sayıp, nasıl onsuz nefes almaya başlayacaktım.Yüzlerce buna benzer sorular sordum kendime, ama hiç birine verecek bir cevabım olmadı.170 gündür kendimi yarım hissediyorum, yaşam sevincim elimden alınmış gibi.
Kızım bana verilmiş bir hediyeydi. Ben onu hayatıma aldım, ama hayatımda tutamadım. Şimdi günüm, ömrüm onu özlemekle, onu düşünmekle ve onu sevmekle geçiyor. Bir konuda da kendimi herşeye rağmen şanslı adediyorum. Çünkü ben kızımın değerini onu kaybettikten sonra değil, o hayatıma geldiği ilk gün anlamıştım.
Yazan: Urud

Hiç yorum yok: