HOŞGELDİNİZ


Fotoğrafları büyütmek için üzerine tıklayınız


HAYAT YAŞANTI ARAMAK DEĞİL, KENDİNİ ARAMAKTIR. (C.PAVESE)


6 Ocak 2009 Salı

İÇİMİN RENGİ

Güneşin yüzünü sakladığı bir gün dışarıya bakıyordum. Anlamsız ve boş gözlerle. İnsanların koşuşturması, arabaların sesi ve dış dünyadan gelen uyaranların bile farkında olmadığımı hissettim bir an.
Sonra gökyüzüyle özdeşleştirdim kendimi. Bende güneş gibi saklamıştım algılarımı ve duygularımı. Oysa benimde içimde güneşin yedi rengi vardı. Öfke, sevgi, nefret, heyecan, umut, hüzün yani bütünleştiğim duygularım. Bu duygularımı yansıtabildiğim oranda ben ben oluyorum aslında. Doğaya daldıkça kendi yaşamımın ne kadar doğal olduğunu düşündüm. Duygudan duyguya geçerken diğer canlılarla empati kurmaya başladım. Fizyolojik ihtiyaçlarımı bile bir hayvan kadar rahat karşılayamadığımı fark ettim.

Sonra kendi neslimin başlangıcına indim yani bebeklere. Buruşuk yüzleri, yalanan dilleri, masum uyuyuşları, isteklerini dillendirmek için ağlamaları, sevildiklerinde ve mutlu olduklarında anlamsızca gelen çıkardıkları agucuk ugucuk sesleri ne kadar hoş değil mi? Hangimiz bu sevimli yavruya öfke duyabiliriz ki. Onların doğallığı ve oldukları gibi kabullenmemizden kaynaklıdır, öfkemizin olmaması.
Ben doğanın bir parçasıyım. Benimde doğada bulunan her türlü obje ve canlıyla dolaylı ve dolaysız iletişimim var onlarla iç içeyim. Onun içindir ki içimin rengini yeri ve zamanı geldiğinde bir bebek, bir rüzgar, bir gökkuşağı, bir hayvan, bir bulut, bir güneş gibi dışarıya yansıtacağım. Sanırım o zaman yaşamım güzelleşmeye başlayacak. Dostlarımla, çocuğumla, sevgilimle insanca iletişimi böyle başaracağıma inanıyorum.
YA SİZ?
Yazan: Adsız

Hiç yorum yok: