
Karadeniz gezisindeydik. Eski tarihi bir köprü üzerinde karşılaştık bu kızla. Köprünün korkuluklarına dayanmış öylece duruyordu. Köprünün üzerinden sağ ve sol tarafa hayranlıkla bakarak doğanın nefis manzarasını çekiyordum. Birkaç defa göz göze geldikten sonra ben fotoğraf çekmeye devam ettim. Onun beni izlediğini fark ediyordum. Yüzünde meraklı ve birazda utangaç ifade vardı. Bazen eğiliyor bazen korkuluklardan sarkarak fotoğraf çekmeye çalışırken; dışarıdan bakıldığında, komik olarak değerlendirilebilecek hareketlerime bakıyordu. Belki de içten içe gülüyordu da. Bu sırada hareketlerim izleniyormuş hissi beni biraz zorladı, “daha fazla saçma şeyler yapma” demek zorunda kaldığımı hatırlıyorum.
Onun da fotoğrafını çekmek istiyordum. Ama sürekli olarak beni takip ettiği için bana bakmadığı sıradaki fotosunu çekme fırsatım olmuyordu. Onu kandırarak fotoğrafını çekecektim.Biraz yanından uzaklaşıp, önce makinanın objektifini başka yere tutacak sanki başka yeri çekecekmişim gibi davranıyorken, bana bakmadığını yakaladığım sırada fotoğrafını çekecektim. Maalesef mümkün olmuyordu, her seferinde bana bakması devam ediyordu. Baktım ki olmayacak yanına yaklaştım, onun hayatıyla ilgili konuşmalar yapmaya başladım.
Ailece çay üreticiliği yapıyorlarmış. Köprünün diğer tarafında kendisinin büyüklüğünü tam olarak bilmediği bir miktar çay tarlaları varmış. Belli aralıklarla çay topluyorlar, kendisi de onlara yardım ediyormuş.
Benim onun yaşamıyla ilgili sorularım henüz bitmemişti ki, kendisi beni soru yağmuruna tuttu. Makinama bakıyor, kaç para olduğunu soruyor, nasıl çektiğimi merak ediyordu. Fotoğrafı çektikten sonra onları ne yaptığımı soruyordu. Baktım ki çok merak ediyor fotoğrafçılığı, bende onun bu merakını fırsat bilerek 3-5 fotoğrafını çektim. Çektiğim fotoğrafları üzerinden, nasıl çekildiğini ona anlatmaya çalıştım.
Kim bilir belki yıllar sonra oraların fotoğrafını en iyi çeken fotoğrafçısı olur.
1 yorum:
böyle sıcak güzel fotoğraflara soğuk gri çerçeve yakışmıyor üstadım :)
Yorum Gönder