
Verilenler geri alınmak için veriliyordu. İmtihan dünyası ya da yalan dünya diye nitelendirdiğimiz yaşam aslında geçici bir hevesti. Bunu o yaşarsam dayanamam dediğim duyguda çok iyi anladım…
Arkadaşlarım babalarını, annelerini, kardeşlerini ya da yakınlarını kaybediyordu. Ve sonra hayatı kaldıkları yerden devam ediyordu. Oysa ben hiç yakınımı kaybetmemiştim. Her gece yatarken bunları düşünüp, her sabah kalktığınızda bu düşüncelerle yola çıkarsanız hayat çekilmez bir hal alıyordu. Dayanamam ben yapamam, nasıl dayanılır, nasıl başarılır derdim hep. Allah’ım benim ailemden önce ben öleyim derdim. Ne bencil bir istek ama değil mi? Ben öldüğümde onlarda aynı şeyi hissetmeyecek miydi?
Okula geç kaldığım bir gündü. Telaşlıca evden çıktım. Yüzümü kurulamak için dolabı açtım, havluyu aldım. Göz göze geldik. Nerden bilirdim ki son bakışlarıyla karşı karşıya olduğumu. Dönüp bakmaz mıydım bir daha, sarılmaz mıydım doya doya? Bilmiyorsun işte yapamıyorsun. Pişmanlıklar peşini bırakmıyor. Okula telefon etmiş annem. Kızımı acil eve getirin diye. Okulun servisiyle eve bıraktılar beni. Komşu kızları sokak kapısında servis bekliyor. Ne oldu dedim cevap yok. Anladım ki bir şey olmuş. Okul çantamı atıp asansörle eve çıktım. Ne kadar yüksek bir yerde oturuyormuşuz meğer. Asansör ne kadar yavaşmış. Asansör işte ya hepsi aynı. Sonra kapımız sonuna kadar açık ve karşı komşunun kapısının önüne kadar ayakkabıyla dolmuş. Nolduki? Kim öldü dedim ilk? Allah’ım eksikliği hissedemiyorum. Herkes karşımda. Dört kardeşim, annem… Babamda bir yerdedir. Hasta değil ki. O baba. Sapasağlam. Hapşurmadı bile. Öyle değilmiş işte. Sonra annem yanıma geldi. “Kızım ben size demez miydim bu dünya gelip geçici ve imtihan dünyası. Eğer ben bir anneysem bunu size anlatmayı başarmış olmam lazım. Ve başardığıma inanıyorum.” Evet, annem başarmıştı. Allah ta sabrını vermişti. Allah bizi bizden iyi düşünüp, bizi bizden iyi bilir. Derdi ve sıkıntıyı da sevdiğine verir. Biliyorum. Babamı kaybettiğimden sonraki süreçte ise… Nasıl ayakta kalınır, nasıl babamın verdiği eğitimle hayat sürdürülür bunları düşünüp uyguladım. Ona layık bir evlat olmaya çalıştım. Mezarının başına gittiğimde yine gözyaşlarımı tutamadım. Tutmamada gerek yok zaten. Benimde yeni kayıplar verme korkularım oldu. Her sabah evimizin kapısını çekerken ya döndüğümde ailemden birini kaybedersem korkusuyla yaşadım. Akşam eve geldiğimde hepimizi bir arada görünce yine sevindim. Ama hayat korkularla yaşanmıyor anladım. Koskoca dünyada her şeye sahip olabilirsin ama bir canın bekçisi olamazsın onu anladım. Siz yanlarında olsanız da olacak olur, olmasanız da. Bize düşen sadece Allah’a teslim olmak. Diretmeyin. Hiçbir şeyi iyi ya da kötü düşüncelerle yönetemezsiniz. Bu sadece kendini yıpratmaktır. Ömür yasla geçmez. Hayat öyle bir trafik ki olan olur, giden gider, trafik kaldığı yerden devam eder. Siz sadece kırmızı ışıklara takılmayın yeter.
Kayıpları kaybettikten sonra yine dönüp dünyaya gülücükler sallıyorsunuz merak etmeyin. Ölümün bir son değil, yeni ve uzun bir yaşamın başlangıcı olduğunu bilirseniz dayanmanız daha kolay olacak bilesiniz.
Yazan: Yağmur
Arkadaşlarım babalarını, annelerini, kardeşlerini ya da yakınlarını kaybediyordu. Ve sonra hayatı kaldıkları yerden devam ediyordu. Oysa ben hiç yakınımı kaybetmemiştim. Her gece yatarken bunları düşünüp, her sabah kalktığınızda bu düşüncelerle yola çıkarsanız hayat çekilmez bir hal alıyordu. Dayanamam ben yapamam, nasıl dayanılır, nasıl başarılır derdim hep. Allah’ım benim ailemden önce ben öleyim derdim. Ne bencil bir istek ama değil mi? Ben öldüğümde onlarda aynı şeyi hissetmeyecek miydi?
Okula geç kaldığım bir gündü. Telaşlıca evden çıktım. Yüzümü kurulamak için dolabı açtım, havluyu aldım. Göz göze geldik. Nerden bilirdim ki son bakışlarıyla karşı karşıya olduğumu. Dönüp bakmaz mıydım bir daha, sarılmaz mıydım doya doya? Bilmiyorsun işte yapamıyorsun. Pişmanlıklar peşini bırakmıyor. Okula telefon etmiş annem. Kızımı acil eve getirin diye. Okulun servisiyle eve bıraktılar beni. Komşu kızları sokak kapısında servis bekliyor. Ne oldu dedim cevap yok. Anladım ki bir şey olmuş. Okul çantamı atıp asansörle eve çıktım. Ne kadar yüksek bir yerde oturuyormuşuz meğer. Asansör ne kadar yavaşmış. Asansör işte ya hepsi aynı. Sonra kapımız sonuna kadar açık ve karşı komşunun kapısının önüne kadar ayakkabıyla dolmuş. Nolduki? Kim öldü dedim ilk? Allah’ım eksikliği hissedemiyorum. Herkes karşımda. Dört kardeşim, annem… Babamda bir yerdedir. Hasta değil ki. O baba. Sapasağlam. Hapşurmadı bile. Öyle değilmiş işte. Sonra annem yanıma geldi. “Kızım ben size demez miydim bu dünya gelip geçici ve imtihan dünyası. Eğer ben bir anneysem bunu size anlatmayı başarmış olmam lazım. Ve başardığıma inanıyorum.” Evet, annem başarmıştı. Allah ta sabrını vermişti. Allah bizi bizden iyi düşünüp, bizi bizden iyi bilir. Derdi ve sıkıntıyı da sevdiğine verir. Biliyorum. Babamı kaybettiğimden sonraki süreçte ise… Nasıl ayakta kalınır, nasıl babamın verdiği eğitimle hayat sürdürülür bunları düşünüp uyguladım. Ona layık bir evlat olmaya çalıştım. Mezarının başına gittiğimde yine gözyaşlarımı tutamadım. Tutmamada gerek yok zaten. Benimde yeni kayıplar verme korkularım oldu. Her sabah evimizin kapısını çekerken ya döndüğümde ailemden birini kaybedersem korkusuyla yaşadım. Akşam eve geldiğimde hepimizi bir arada görünce yine sevindim. Ama hayat korkularla yaşanmıyor anladım. Koskoca dünyada her şeye sahip olabilirsin ama bir canın bekçisi olamazsın onu anladım. Siz yanlarında olsanız da olacak olur, olmasanız da. Bize düşen sadece Allah’a teslim olmak. Diretmeyin. Hiçbir şeyi iyi ya da kötü düşüncelerle yönetemezsiniz. Bu sadece kendini yıpratmaktır. Ömür yasla geçmez. Hayat öyle bir trafik ki olan olur, giden gider, trafik kaldığı yerden devam eder. Siz sadece kırmızı ışıklara takılmayın yeter.
Kayıpları kaybettikten sonra yine dönüp dünyaya gülücükler sallıyorsunuz merak etmeyin. Ölümün bir son değil, yeni ve uzun bir yaşamın başlangıcı olduğunu bilirseniz dayanmanız daha kolay olacak bilesiniz.
Yazan: Yağmur
1 yorum:
ÖLÜM
İki nefes arası,
Ansızın gelir ölüm.
Yoktur büyük küçük sırası,
Ansızın gelir ölüm.
Her daim tetikte ol,
Azık hazırla bol bol,
Ummadığın anda biter yol,
Ansızın gelir ölüm.
Deme daha çok gencim,
Dünyada çoktur güvencim,
Bitmez sanma sevincim,
Ansızın gelir ölüm.
Erteleme hiçbir işini,
Bugünden gör yarının gelişini,
Anlayamazsın ki
Ansızın gelir ölüm.
Yorum Gönder