HOŞGELDİNİZ


Fotoğrafları büyütmek için üzerine tıklayınız


HAYAT YAŞANTI ARAMAK DEĞİL, KENDİNİ ARAMAKTIR. (C.PAVESE)


18 Nisan 2009 Cumartesi

İZİ KALDI



Arkadaşımın doğup büyüdüğü memleketine gidecektik hafta sonu. O, bir süredir görmediği yakınlarıyla özlemini giderecekti. Ben ise, bahar havasında doğanın merhabasına cevap verecektim. Karaman’a bahar tam olarak gelmediğinden, baharın geldiği yerlere gitmek fikri bana çok cazip gelmişti. Daha önce görmediğim yerleri görecek, farklı kültürleri tanıma fırsatını yakalayacaktım.

Mut’un Kravga beldesine gidecektik. Arkadaşımla müziğe olan ilgimiz fazlaydı ve zevklerimiz birbirine yakındı. Bu nedenle doğanın sunduğu güzelliklerin arasından geçerken, fon müziğini hiç eksik etmiyorduk. Kravgaya gittiğimizin ilk dakikalarında ağaçtan erik topladık. Başka ellerin değmediği meyveleri ilk olarak bizim koparıp yememiz çok güzel bir duyguydu. Ağaçlar meyvelerini bize uzatıyor, bizde onların elinden alıp yiyorduk. Aracı kimse yoktu. Bizi bekleyen yakınlarımıza da meyve götürmek istedik. Kendi elimizle topladığımız meyveleri onlara götürmenin duygusu da ayrıca çok güzeldi.

Kasaba içinde yaptığımız turda, o kadar fotoğrafik kare vardı ki, bir fotoğrafçıyı ciddi derecede tahrik ediciydi. Güncel kültürden çok fazla etkilenmemiş, kendi kültürlerini koruyabilmiş insanların bulunduğu ortamlardan geçerken bu güzel kareleri görebiliyorduk. İyi fotoğraf çekebilmek için her türlü malzememiz vardı, ama yeterli zamanımız yoktu. Zaman baskısını üzerimizde hissediyorduk. Bu durum çok ciddi sıkıntı veriyordu açıkçası.

Arkadaşımın teyzesine ziyarete gidecektik. Avlu kapısında 5-6 çocuk karşıladı bizi. İlgileri son derece fazlaydı. İlgilerini neyin çektiğini iyi biliyordum. Fotoğraf makinası! Bu yüzden deklanşörü çok daha hızlı çalıştırmaya başladım.

Çocuklardan bir tanesinin her davranışı, güzel bir fotoğraf karesi oluşturuyordu. Özellikle bir yürüyüşü vardı ki, fotoğrafını çekmeden duramadım. Bu çocuğu diğer çocuklardan izole edip, yürüyüşünü çekmek cidden zor bir işti. Kısa an içerisinde bu fotoğrafı çekmem gerekiyordu. Kaçırmayayım bu görüntüyü diye düşünürken telaşlandım galiba. 3 kare çekebilmiştim, ama içlerinden sadece bir tanesi işe yarıyordu.

Böyle yürümeyi nerden öğrenmişti acaba? Bunu düşünürken, babamın da aynı şekilde yürüdüğü aklıma geldi. Küçükken bende böyle yürümüş olabilir miydim acaba?
Anladım ki, anıların izi kalmış bende.

Doğal Kalın.

1 yorum:

cagdas_adiguzel dedi ki...

insanların sahtelikleri huymudur ,hayat sartlarına ayak uydurmakmıdır yoksa belirli zamanlarda ortaya cıkıp ilgi cekemk yada duydukları gereksinimmidir...
herkes hayatının bir anında mutlaka sahtelik yapmıstır en dürüst insanım diyen birisi bile ben kendim en yakın ornegim simdiye kadar yalanmı solemedim yoksa baskalarını taklit ederek kendi benligimdenmi vazgecmedim ki hangimiz vaz gecmedik kendimizi bozmak için o kadar buyuk cabalar gostererek kendimizi bir yana bırakalım sonunu dusunmeden ailelerimizi bile yıpratıyoruz hiç dikkat ettinizmi sahte olmak yerine içtenligimiz i ortaya koydogumuz zaman ve durust oldugumuz zaman verdigimiz guvenin ve cevremizdeki şahıslarla gecirdigimiz anların mutlulugunu fark edeniniz oldumu ben bunun farkına vardım ve bende onceden alıskanlıkmıs diye soyleye biliyorum ve artık sahte tavırlar ortaya koyarak kesinlikle kendimi kandırmıyorum yalanmı ? bazen kucuk olmak sartıyla yakınlarımın guvenini sarsmayacak bir takım pembe masum yalanlar muhakkak kullanıyorum ama tavsiye etmiyorum elinizden geldigi kadarıyla dogal ,samimi icten ve guler yuzlu olun cevrenize verdiginiz mutlulugu gozlemleyin ve arkanıza tekrar donup bakın nereden nereye gelmissiniz meyvesini muhakkak toplayıp yiyeceksiniz ;)