ilköğretim okuluna giderken hiç unutmam, yolumuzun üzerinde bir ev vardı. O evde bir yaşlı amca ve eşi oturuyordu. Evlerinin önünde küçük bahçeleri vardı. Bahçelerinde o kadar güzel güller vardı ki, görmenizi isterdim. Sarı, kırmızı, beyaz, pembe güller. Yerde ise menekşe, zambak, sümbüller vardı.
Biz arkadaşlarla hergün amcadan gül isterdik. Çoğu zaman verirdi, bazende veresi gelmezdi. Bizde 8-10 kişiyiz ya plan yapardık, gülleri çakdırmadan çalmaya çalışırdık ve nasıl oluyordu anlamazdım yakalanırdık. Çocukluk işte. Ertesi sabah hemen yeni plan yapardık. Amcaya bugün öğretmenler günü, gül kopartabilirmiyiz derdik. Amca dayanamaz hepimize birer gül verirdi. Bizde bahane çoktu, 10 kasım anneler günü vs..
Ayda yılda birde olsa, o yoldan gidiyorum. Ne güller kalmış, ne ev nede amca kalmış. O güzelim yer yol olmuş. Geçenlerde yine o yoldan gidiyordum, oraya geldiğimde derin bir nefes aldım. Güllerin kokusunu hissettim.
O yıllara dair hiç birşey yoktu ama güllerin kokusu kalmıştı.
Yazan: Adsız
5 yorum:
Gül dikenleriyle korumaya çalışır kendini hoyrat eller koparıp soldurmasın diye insanlarda akıllarıyla duygularıyla korur kendini düşüncesiz kimseler ezmesin diye F.BİRAY SABAH
harika bir foto...
Kokun sindi anılarıma. Rüya gibi geçmiş yıllarıma. Terk ederken arkana bile bakmadığın yalnızlığıma. Her sabah sancılı uyanışlarım, kalp duraklamalarım ve sensizlik. İşte en acısı bu. İlk verdiğin gül… Kitap arasında kalmış, kurumuş ve şimdi bana bakıyor. Aynaya bakıyor gibiyim. Bir gül dalı gibi kurudum. Derin hatıraların kokuları aynı tonda. Tozlanmış raflardan indirdim kokularını. Acı hiç azalmıyor.
Aşkın kokusu bir kez sinerse teninize, koku yeni açmış bir gül misali tazeliğine koruyor.
gül solar kokusu kalır
güzellikler biter anısı kalır
yağmur şahane yazmışsın tebrikler
Yorum Gönder