HOŞGELDİNİZ


Fotoğrafları büyütmek için üzerine tıklayınız


HAYAT YAŞANTI ARAMAK DEĞİL, KENDİNİ ARAMAKTIR. (C.PAVESE)


19 Ağustos 2009 Çarşamba

AYDINLANMANIN İLK IŞIKLARI

Gözünüzü nerede kapadığınız önemlidir ama yattığınız yer huzurlu ise gözünüzü nerede açtığınızın hiçbir önemi yoktur. Doğanın kollarına bırakırsanız kendinizi ve ufacık bir uyku tulumunun içine bırakırsanız bedeninizi ne hissedersiniz bilmiyorum ama çok merak ediyorum açıkçası.
Soğuk rüzgarın doğanın karışımı ile teninize çarpması, hafifçe üşümeniz, içinizin doğanın sessiz sesleri ile burkulması nasıldır bilmiyorum ama çok merak ediyorum açıkçası.
Sıcacık bir çayla, yanan bir ateş başında, kahkalarla şarkı söylemek ve aslında aslına dönmek, yani doğayı iliklerine kadar hissetmek nasıldır bilmiyorum ama çok merak ediyorum açıkçası.
Doğal bakış sayfasını aylardır takip ediyorum. Müthiş fotoğraf karelerinin bana ilk bakışta ne hissettirdiğini sadece içime soruyorum ve beynimden gelen tanımlama dalgalarını gücüm yettiğince yazıya aktarmaya çalışıyorum.
Bütün bunları niye yazdım?
Hayata nasıl baktığınız, başlıkları nasıl attığınız önemlidir. Başlıklarda kokan cümleler daha yazıyı okumadan ya da fotoğrafa bakmadan sonuç bölümüne götürür bile bizi.
Bütün bu doğayla iç içe olan yaşamı kıskanıyorum. Teklifsiz, çekinmeden ayak basılan toprakları, yeşilliğin, koskoca ağaçların arasından ya da bir dağ arasından kızan güneşe bakanları kıskanıyorum. Ama şunu da istemekten kendimi alamıyorum.
Biz gidemiyoruz siz gidin.Biz sadece fotoğraflarda görüyoruz ve yazıyoruz. Lütfen canlı şahitlerde yazsın bu güzellikleri.Tek bir yaprağın kımıldamasını, bir atın şahlanışını, uçan bir kuşun kanadını… Her şeyi.
Takipçiyiz… Bekliyoruz ve daha fazlası…
Yazan: Yağmur

1 yorum:

yağmur dedi ki...

Gözünüzü nerede kapadığınız önemlidir ama yattığınız yer huzurlu ise gözünüzü nerede açtığınızın hiçbir önemi yoktur. Doğanın kollarına bırakırsanız kendinizi ve ufacık bir uyku tulumunun içine bırakırsanız bedeninizi ne hissedersiniz bilmiyorum ama çok merak ediyorum açıkçası.

Soğuk rüzgarın doğanın karışımı ile teninize çarpması, hafifçe üşümeniz, içinizin doğanın sessiz sesleri ile burkulması nasıldır bilmiyorum ama çok merak ediyorum açıkçası.

Sıcacık bir çayla, yanan bir ateş başında, kahkalarla şarkı söylemek ve aslında aslına dönmek, yani doğayı iliklerine kadar hissetmek nasıldır bilmiyorum ama çok merak ediyorum açıkçası.

Doğal bakış sayfasını aylardır takip ediyorum. Müthiş fotoğraf karelerinin bana ilk bakışta ne hissettirdiğini sadece içime soruyorum ve beynimden gelen tanımlama dalgalarını gücüm yettiğince yazıya aktarmaya çalışıyorum.

Bütün bunları niye yazdım?

Hayata nasıl baktığınız, başlıkları nasıl attığınız önemlidir. Başlıklarda kokan cümleler daha yazıyı okumadan ya da fotoğrafa bakmadan sonuç bölümüne götürür bile bizi.

Bütün bu doğayla iç içe olan yaşamı kıskanıyorum. Teklifsiz, çekinmeden ayak basılan toprakları, yeşilliğin, koskoca ağaçların arasından ya da bir dağ arasından kızan güneşe bakanları kıskanıyorum. Ama şunu da istemekten kendimi alamıyorum.

Biz gidemiyoruz siz gidin.
Biz sadece fotoğraflarda görüyoruz ve yazıyoruz. Lütfen canlı şahitlerde yazsın bu güzellikleri.
Tek bir yaprağın kımıldamasını, bir atın şahlanışını, uçan bir kuşun kanadını… Her şeyi.

Takipçiyiz… Bekliyoruz ve daha fazlası…