
Verebilmeden alabilmek kime nasip olmuştur ki?. Sen hayata sevgini, değerini, merhametini vermeden hayatın kendisinden bir şeyler alabilirmisin? Hayattan alacağın şeyler olacaktır tabii, ama onlar senin verme konusunda esirgediğin şeyler olmayacaktır. Sevgisini vermeyen sevgi görebilir mi? Ya da gördüğünü, sevgi olarak adlandırabilir mi?. Çünkü sevgi hissedilebilen bir şeydir. His olarak verilemeyen şey alındığı zaman da his olarak yaşanmaz. Çünkü kayıtlı bir şey değildir. Bellekte kaydı olmayan bir şeyin varlığı olmaz.
Hemen hepimiz vermeden almayı istediğimiz şeylerin başında da bu sevgi kavramı gelmekte. Öncelikle biz kendimiz sevilelim, sevildiğimiz hissedelim isteriz. Karşımızdaki ya da yanımızdaki insanlardan çok bir şey istemediğimizi, sadece sevgisini istediğimizi söyler dururuz. Oysaki sevgi istemek çok bir şey istemektir. Ondan daha değerli, ondan daha fazla bir şey yok ki. Sevginin kendisi çok şeydir. Sevilmişsen, sen her şeyi elde etmişsindir zaten. Sevilmek sana çok şeyin gelmesini de getirecektir.
Buradaki esas mesele sevilmediğini ya da sadece sevgiyi hissetmek isteyenin ne kadar sevgi sunduğudur. Sevgisini sunduğunu, ama karşıdaki insanın bunu yeterince anlamadığını, bu yüzden artık kendisinin de ona karşı sevgisinin kalmadığını söyler dururuz. Hep sevgi vermek ve almak ilişkisi. Yani mal alımı ve karşılığının verilmesi. Ticari bir iş sanki. Bak ben sana sevgi veriyorum, dün ve evvelki gün seni sevmiştim. Haydi şimdi sıra sende, beni sev. Böyle bir şey olur mu?. Bu tarz bir ilişki, sevgi ilişkisi olabilir mi?.
Bu bizim sevgi gibi bir kavramın içini boşalttığımız, onu ticari bir meta haline getirmemizin sonucu olarak ortaya çıkıyor. Sevgi bir nesne alımı sırasında hissedilen, ya da nesne verilmesi sırasında gösterilen bir şey haline geliyor. Nesnesiz sevgi olmazmış gibi. Ben senin sevgini hissetmiyorum. Çünkü sen bana şu günde bunu almadın gibi hale dönüşüyor. Tabiî ki sevdiğiniz bir insana birtakım nesneler verebiliriz. Bunun maddi değeri az yada çok olabilir. Bunun çok fazla önemi yok. Buradaki nesne verilmesinin anlamı; ben seni seviyorum, sen benim içimde kalbimde ve kafamdasın. Seni düşünüyorum. Senin gibi bir insanın benim hayatıma girmiş olması nedeniyle çok sevinçliyim. Benimle beraber olmanla ilgili oluşan özel zamanların, benim açıdan çok özel bir anlamı oldu. Bu anlamlı günde senin için çok önemli olabilecek, sana ve seninle ilgili ilişkimize değer katabilecek bir nesneyi özel olarak araştırdım ve sana şu nesneyi almak istedim. Bu maddi açıdan değeri olmayan ama benim sana olan sevgimi en iyi simgeleyen şeyi sana vermek istiyorum. Bunun dışında bir anlamı yok.
Unutmayalım, sevgi verilmeden alınabilecek bir şey değildir. Sevgi vermeden sana sevgi verebilecek ne bir canlı ne de sevgi dağıtan bir kurum vardır.
Yukardaki fotograf sevdiği halasına çiçek toplayan bir çocuğa ait.
2 yorum:
bbeneneş
Süper.Tablo gibi doğa ve renk uyumu
Yorum Gönder