HOŞGELDİNİZ


Fotoğrafları büyütmek için üzerine tıklayınız


HAYAT YAŞANTI ARAMAK DEĞİL, KENDİNİ ARAMAKTIR. (C.PAVESE)


20 Aralık 2009 Pazar

RUHUNUZU BESLEYİN


Bir zamanlar dört karısı olan zengin bir kral vardı.

En çok dördüncü karısını sever, ona en değerli giysiler, mücevherler verir, en nadide yiyeceklerle beslerdi.

Üçüncü karısını da çok sever, onu hep komşu krallıklara giderken yanında götürmekten gurur duyardı. Ancak, bir gün kendisini terk edip, başkasına kaçacağından korkardı.

İkinci karısını da severdi. O kendisine sırdaş, daima nazik, düşünceli ve sabırlı birisiydi. Ona güvenirdi ve zor zamanlarında hep yanında olduğunu bilirdi.

Kralın ilk karısı çok sadık bir eşti. Krallığını ve zenginliğini sürdürmesinde büyük katkıları olmuştu. Ama kral onu pek sevmezdi. İlk karısı onu derin bir aşkla sevmesine karşın, kral ona pek özen göstermezdi.

Bir gün kral hastalandı. Pek zamanı kalmadığını, ölümün yaklaştığını biliyordu. Muhteşem yaşamını düşündü. “Şimdi dört karım var, ama ölünce yapayalnız olacağım” diye söylendi.

Böylece, dördüncü karısına,

-“En çok seni sevdim, en büyük ihtimamı sana gösterdim, şimdi ölüyorum, beni yalnız bırakmayıp benimle gelir misin?” diye sordu.

-“Asla!” dedi dördüncü karısı ve başka bir tek söz etmeden çıkıp gitti.

Bu cevap bir hançer gibi yüreğine saplandı.

Üzgün kral üçüncü karısına,

-“Seni tüm yaşamımda sevdim, şimdi ölüyorum, benimle gelir misin” diye sordu.

-“Hayır !” dedi üçüncü karısı, “Yaşam çok güzel, sen ölünce tekrar evleneceğim.”

Kralın kalbi sıkıştı, buz gibi oldu.

İkinci karısına döndü,

-“Ne zaman yardım istesem, hep yanımdaydın. Şimdi ölüyorum, benimle gelir misin?”

-İkinci karısı, “ Üzgünüm, bu sefer sana yardım edemem, en fazla seninle mezarına kadar gelebilirim.” dedi.

Onun yanıtı da bir yıldırım düşmesi gibi geldi ve kral çöktü.

Tam o sırada bir ses,

-“ Ben seninleyim, nereye gidersen git, seninle geleceğim.”, diye seslendi.

Kral baktı, birinci karısıydı. Öylesine zayıf, naif, ihmal edilmiş bir haldeydi ki. Derinden hüzünlenen kral,

-“Elimde fırsat varken, sana daha çok ihtimam göstermeliydim, oysa ben seni çok ihmal ettim” dedi.

Gerçekte, yaşamımızda hepimizin dört karısı vardır.

Dördüncü karımız bedenimizdir. Yaşam boyu güzel görünsün diye ne denli zaman ve emek harcarsak harcayalım, öldüğümüzde bizi terk edecektir.

Üçüncü karımız, mal-mülk, mevki ve zenginliğimizdir. Öldüğümüzde başkalarına gidecek, başkalarıyla evlenecektir.

İkinci karımız, ailemiz, dostlarımız, kardeşlerimizdir. Yaşam boyu ne kadar yanımızda olurlarsa olsunlar, bizimle gelebilecekleri en uzak nokta, mezarımıza kadardır.

Birinci karımız, RUHUMUZ dur. Çoğunlukla, zenginlik, güç, dünya zevklerini elde etme uğraşlarımız arasında ihmal edilmiştir. Ancak, nereye gidersek gidelim, bizi izleyecek tek şeyimizdir. Evrenin Ulu Mimarı’na doğru yükselirken, bizimle gelecek ve sonsuza dek devam edecek tek parçamızdır o.

Gönderen: Filiz

Hiç yorum yok: