HOŞGELDİNİZ


Fotoğrafları büyütmek için üzerine tıklayınız


HAYAT YAŞANTI ARAMAK DEĞİL, KENDİNİ ARAMAKTIR. (C.PAVESE)


6 Temmuz 2009 Pazartesi

YILKI ATLARI

En yakın arkadaşımız ve can yoldaşı saydığımız atlar, 30–40 yıl önce başlayan makineleşme süreciyle, artık işimize yaramaz oldular. Satın almayı isteyen kalmadı, öldürmeyede kıyamadığımızdan, kendi kaderine terk etmek zorunda kaldık onları. Dağa gönderdik hepsini. Dağda kış, çetin geçiyordu. Soğuktu ve her şey kar altında kaldığı için yiyecek bulmak ta zordu. Haydi, bunları buldun diyelim ya aç kurtlar, ayılar ne olacaktı. Ne olacaksa olacaktı, bunlar artık bizi ilgilendirmiyordu. Ayırdık bir kere yollarımızı onlarla.

Yaşamaya müstahaksa, sağ kalır, geri döner yine can yoldaşımız olurdu.

Eski dostluğun hatırına geri dönenleri yine can yoldaşı yaptık. Öyle bir yoldaşlıktı ki bizimki takiii kış ayına kadar sürdü. Geçim şartlarının zorlaşması nedeniyle sana bakacak durumumuz yok deyip tekrar ayırdık yollarımızı.
Yüksek dağlardaki; soğuğa, açlığa, susuzluğa, kurtlara ve avcılara bıraktık kaderlerini.
Doğal Kalın

2 yorum:

Adsız dedi ki...

özgür ayaklar fotografınız bana çocukluğumun bir anısı hatırlattı dedemin mesleği nalbantlıktı dedemlerde siyahından beyazına çeşitli renklerde atlar bulunurdu 4 5 yaşlarında çocuktum sokakta oyun oynuyorum dedemde kızıl renkte kocaman atı gezdirmeden getiriyordu çocukluğumun hali ile ata hayran hayran bakmışım hiç beklemediğim sırada dedem beni atın sırtına oturdu öyle korkmuştumki o at bana dev gibi gelmiştiçocukluğun verdiği heycanla attan düşmekten korkuuyordum dedem beni atın sırtında eve kadar getirmişti ilk ve son ata binişim o oldu ne zaman at resmi yada at fotografı görsem bu anım aklıma gelir

kürşat akın dedi ki...

üstadım okuduğum en güzel yazılarınızdan biri olmuş. gerçekten beğendim. ellerinize sağlık.